Nohut'u ıslama, nohut pişirme

Nohut'u ıslama

Yıllarca yanlış  bilgi ile akşamdan  sıcak  su ekleyip sabaha dek nohut bekletip suda pişmeden evvel şişip pişme kıvamına gelmesini bekliyordum ancak sadece tek yapılacak  şey ben 1 bardak ölçüsünde  yapıyorum 1 bardak nohutu genişçe bir kaba koyup üzerine normal oda sıcaklığında  su ekleyip sabaha dek tutmak sonra da dudukluye koyup pişirmek  oldu ve bekletirken  tuz  da katmıyorum sadece oda sıcaklığında su.

Çaydanlığın dışını temizlemek için

Çaydanlığınızı genelde ocağın üstünde tutuyorsanız, yanda pişirilen yemekten sıçrayan sular, kızartma tavasından zıplayan yağlar hep bu zavallı çaydanlığımızın dış yüzeyine yapışıyor ve normal kirlenme hızına hız katıyor,
Önceden farklı  yağ çözücü ürünler denerdim, muhtemelen işe yarayanlar da vardır ancak ben muhteşem bir çözüm buldum hem de sağlıklı ve doğal,
neredeyse çaydanlığımı atma noktasına gelmiştim ki bu yöntemle pırıl pırıl eskisinden güzel çaydanlığıma kavuştum, hiç uğraşmadan yeni kadar güzel oldu,

Tarifi veriyorum :)
Bir su bardağı sirkeye ( herhangi bir sirke elma,üzüm.. )
Bir yemek kaşığı tuz atıyoruz (bildiğimiz sofra tuzu)
Bunu bir gece bekletiyoruz yani 10-12 saat kadar, bu sürede tuz sirkenin içinde çözünüyor ve süper bir temizleyici sıvı elde ediyoruz.

Çaydanlığımızı elimize alıp yeşil kısımlı bir süngerin yeşil kısmına döküyoruz, sünger sulu sulu oluyor yoğun bir krem kıvamında temizleyici olmadığından, bununla bir güzel ova ova temizliyoruz, öyle fazla ovmamız da gerekmiyor, ilk alındığı günkü kadar tertemiz yepyeni oluyor.


Bir diğer çaydanlığı temiz tutma yöntemi de çay demlerken bir yanda kızartma yapmamak ve yemek pişerken çaydanlığı ocağın üstünde tutmamak yani kullanmadığımızda kenarda durması daha temiz kalmasını sağlıyor.

Yumurtaların kabuklarının kolay soyulması için

 
Yumurtaları pişirdiğimiz tencereye koyduktan sonra suya tuz ekliyoruz ancak ne zaman? Yumurtaların suyu tam kaynamaya başladığı anda, su kendini toparlayıp kaynamaya geçerken tuz döküyoruz yaklaşık yarım çay kaşığı kadar tuzu serpip yumurtaları çeviriyoruz yani tencerede yerlerini de arada değiştiriyoruz,
Böylece kabukları sertleşiyor ve çok daha hızlı soyuluyor, ben hemen tencereyi lavaboya koyup üzerine çeşme suyu ile suyunu değiştiriyorum akan çeşmenin altında tencerenin içinde soyuyorum, kabuklar tencerenin içinde kalıyor,

Bir de önemli not sıklıkla yumurta haşlıyorsanız aynı tencereyi kullanmakta fayda var, emaye tencere de olabilir daha hızlı ısınıyor daha hızlı kaynatır, ama tencerenin suda kalan iç kısımları yumurtanın kabuğundan çıkan kalsiyum ile zamanla bembeyaz oluyor kireçli bir tabaka oluşturuyor, çaydanlığın alt kısmı gibi içi tortu kaplıyor aynı tencereyı kullanırsak ara sırdiğer a telle ovup çıkarmamız daha kolay oluyor ve diğer tencereler daha temiz kalıyor.

Küçük Prens

Kitabı internetten kitap alırken gördüm en çok okunan kitaplar arasındaydı ve fiyatı da çok uygundu, yorumlar ise kesinlikle okumalısınız cümlesinin tekrarlarıydı sanki, okuyan herkes çok beğenmiş tekrar tekrar okumuştu, bense henüz okumamıştım.
Neyse ki aldım okudum gerçekten ince bir kitap, bir solukta hatta toplamda 2 saatte okunabilen bir kitap da ben sindirerek 2 geceye bölerek okudum, sonunda da çok hüzünlendim, keşke kitaplarda da filmlerdeki gibi gerilim, dram, romantik tarzında konu ayrımları olsa.
Çocuk kitabı olarak geçiyor, ama genelde büyükler okuyor ki ben de kaçırmadım.

Yazar sarışın çok tatlı bir küçük prens ile karşılaşıyor uçağının düşüp mahsur kaldığı çölde, bu prensin gerçekte yazarın ölen erkek kardeşi ile bağdaştırmış olabileceği söyleniyor, Küçük prensin gezenindeki koruması gerektiği gülünün de yazarın narin ve hep korunma ve sahiplenilme bekleyen eşi olabileceği düşünüyor.
Yazar esasen gerçekte de bir pilot ve kitabı o kadar kısa ve öz hale çevirmiş ki, bunun için de mükemmelliğin tanımını oluştururken, mükemmellik yazının son ve tüm sözcüklerin kullanılmış hali değil tüm çıkarılabilecek kelimelerin çıkartılıp geriye kalmış hali olduğunu anlatıyor.

Ernest Hamingway'ın İhtiyar balıkçı, Simyacı ve Küçük Prens unutulmayacak kitaplar arasında bence.

Soğandan gözün yaşarmaması için

Öncelikle soğanın iki başını kesip kabuğunu çıkarın,
sonra soğanı önce bir baştan bir başa olmak üzere 4 eşit parçaya ayrılacak şekilde 2 bıçak darbesi ile kesiyoruz.
soğanların kesilen yüzleri yukarı gelecek şekilde bırakın
yaklaşık 1-2 dakika sonra tekrar soğanların yanına gelip artık istediğiniz şekilde kesebilirsiniz.

Buradaki konu soğanı ilk kestiğimizde ortaya çıkan asite maruz kalmamaktır.
Soğanı kestiğimizde soğan hücreleri içinde yer alan enzimler serbest kalıyor ve bir çeşit gaza dönüşüyor.

Bu ilk çıkan gazı karşılamadığımızda sorun kalmıyor.

Ayrıca elimiz soğan koktuysa domatesin kabuklarının iç kısımlarını ellerimize sürerek bu kokusunu yok edebiliriz, aynı şey sarmısak kokusu için de geçerli..

Doğuş Karadeniz Export Harman Çay

Çaykur Altınbaş çay favorim olsa da, arada başka çaylar da deniyorum,
Arada bu çaya veya başka çaylara seylan çayı olsun, tomurcuk çayı olsun farklı çaylar karıştırarak da deniyorum.

Mesela Çaykur turist çaya biraz tomurcuk çay katmak veya biraz seylan biraz tomurcuk gibi eklemeler yaparak daha buruk daha hoş kokulu çayları denediğim oluyor.. Veya Bim'in Berk çayı veya Doğuş çay'ın çeşitlerinden..

Geçen gün yeni bir çay elime geçti, hediye geldi daha doğrusu mecbur denemeliydim, beğenmezsem içine tek bir karanfil tanesi atıp o şekilde demleyebilirim veya biraz tomurcuk ile demleyebilirim böylece ağırsa çayın tadını hafifletir ve hoş bir koku katar, hafif ve buruk bir daha sahip olmayan bir çay ise seylan çayı karıştırıp o şekilde demlerim. Yeni gelen çayımızın ismi Doğuş karadeniz export harman siyah çayı idi. Denedim, neredeyse altınbaş çayın aynısı diyebilirim, tomurcuk esansı içeriyor. Bu çaydan beklentim açıkçası daha yüksekti çünkü çok övüp de getirmişlerdi export çay çayların kralı şeklinde tanımlamalar ile çaydan beklentim artmıştı :) marka olarak çaykur çaylarının daha iyi olduğunu düşünsem de yine de onu geçebilir diye düşünmüştüm, ancak gayet güzelmiş, efsane diyemeyeceğim ama çok güzel bir çayneredeyse çaykur altınbaş çayı gibi yani ikisi arasında fark çok ince, sadece doğuş çay biraz daha tomucuk esanslı bu yüzden aynı oranda çay koyduğunuzda daha açık renk bir çay elde ediyorsunuz diyebiliriz.


çaykurun hediyelik çayları da çok güzel çaykur organik hemşin çayı ise şahane güzel bir çaydır, yalnız fiyatını göz önünde bulundurursak hergünlük kullanım için bu çay kullanılabilir gibi görünmüyor.

Bebek saç fırçaları - Chicco tarak fırça seti

Bebeğimin minicik saçları daha ultrasonda bile görünüyordu, o narin saçlarına alınacak listesinde bir de saç fırçası olmalıydı. Bu konuda araştırdım taraştırdım, sonunda en yumuşak fırça, çocuğum çok memnun diye annelerin genel olarak izlenim edindiğim yorumlarına güvenip Chicco marka mavi renk saç fırça takımını edindim, diğer baktığım markalara göre fiyat olarak biraz daha pahalıydı ama sonuçta uzun vadede kullanılacak bir ürün diye kampanyaları da kollayıp bir takım edindim.

İyi ki bu takımı almışım, çocuğumun saçları da benim saçlarım gibi seyrek az ve cılızdı, onun o yumuşak saçlarını tararken hangi tarağı kullansam saç derisine değecekti.

Sette hem saç fırçası hem de tarak mevcut, biz tarağı pek kullanmıyoruz, sanırım o daha ileriki zamanlarda 5-6 yaşlarında saçları iyice gürleştiğinde kullacağı bir ürün olacak, fırçasının kılları da o kadar yumuşak ki, yüzünüze sürseniz bile asla çizmeyecek kadar narin üretilmiş, tüğ gibi dökülüyor mu hayır hiç dökülme olmadı saç fırçamızda ki sıklıkla kullanıyoruz.

Diğerlerini denemedim ama bu chicco setten çok memnunuz.

Kayla itsines ile zayıflama

Öncelikle bu yöntemde diyetten ziyade spor yapılması gerektiği işleniyor,

İnstagram binlerce kişinin takip ettiği bu bayan spor antrenörü imiş ve önce yerel sonra bölgesel olarak seyahatler düzenliyor gezdiği yerlerde bayanlar ile buluşup toplanıp birlikte açık havada spor yaparak hem kaynaşıyor hem zayıflayıp kas yapıp daha sağlıklı yaşama ulaşıyorlar. Biz de instagram hesaplarından onları takip edip takdir ediyoruz

Önceden biz bayanlar için baklava baklava göbek yapmak pek marifetli bir iş değildi, ancak zamanla bu ben açıkçası vucudumu bu şekilde sürekli sağlam bir şekilde ağırlıklar ile de destekleyerek yaptığım spor ile vucudumdaki kas oranımı arttırıp daha formda bir vucuda kavuşup bunu koruyabileceğimi öğrendim.

Yaptım yapamadım o pek elimde olamıyor :) çünkü gerçekten zor bir antrenman programları var, zorluğu yaptığın süreden değil de antrenmandaki  hareketlerin sıklığından geliyor.


Mesela squat hareketini 15 sefer ard arda veya 20 sefer ard arda yaptığınızda ilk günlerde tabiki bacaklarınızdaki ağrıdan hareket edemiyorsunuz da sonraki günlerde artık normalde yaptığınız diğer hareketleri daha kolay yapabildiğinizi hissediyorsunuz. Biyonik insan gibi oluyoruz, daha az yorulup daha az dinlenme ihtiyacı hissediyoruz, bu tabiki benim hoşuma gitti, ancak sürdüremedim o ayrı çünkü bu antrenman için beslenmenizin de çok düzgün olması gerekiyor, günlük alınan kalori miktarı, yedikleriniz, içtiğiniz su hepsi çok dengeli ve düzenli olmalı.

Essence kaş farı seti

Kaşlarımın azalması ile dövme kaş mı yaptırsam yoksa kalem ile boyasam mı diye düşünürken Rossman'a bir uğrayayım dedim. Kaş kalemlerine bakıp kendi kaşıma en uygun kalem rengine bakarken işin içinden çıkamayınca yetkili bayana danıştım ve böylelikle bu seti edinmiş oldum. Set dediğime bakmayın esasen içinde kaşlar için şablon dahi var ancak ilk kullanımdan sonra bunlara ihtiyacınız pek olmuyor, yani benim olmadı.


İçerisinde 2 renk far ve bir sıkı uçlu fırçası var kaş şablonları haricinde.

Koyu rengi kullanmamız öneriliyor, açık renkli olanı saçları açık renk olanlar ve kaşlarını da yine açık renge boyatanlar içinmiş.

Fırçasına bir defa sürmek yeterli, sonra kaşımıza en başından sonuna kadar sürüyoruz, sakın aynada gördüğünüz gibi boşlukları doldurarak veya yarısından sonrasına sürmeye kalkmayın o zaman iyi bir görüntü oluşmuyor, tamamına yanağınıza allık sürer gibi sürün, ben bu konuda youtube den videolar da izledim ancak en son kendim en hızlı biçimde nasıl sürebileceğimi öğrendim o şekilde uyguluyorum, şablonsuz ve en baştan sona kadar hızlıca allık sürer gibi sürüyoruz, profesyonel değilseniz kalem kullanmayın ve bu kaş farı makyaj temizleme ürünleri ile silinmedikten veya yıkanmadıktan sonra çıkmıyor, yağmur yağdı kaşım aktı olayı yok, öyle kolayca çıkan bir ürün değil o yüzden çok kullanışlı.

Nar ayıklayıcı

Şu 3-5 liraya alınabilecek olan nar ayıklayıcılar  o kadar memnunum ki anlatamam.
Eskiden narın suyunu döküm portakal sıkma makinesinde sıkar öyle içerdik veya ikiye bölüp lavabonun içinde etrafa nar suyu sıçramasın diye dikkatli bir şekilde çekirdeklerini beyaz kısımlarından ayırıp tabaklara doldururduk.

Narenciye sıkma makinesi yine işe yarıyor narları ikiye bölüp güzelce sıkıp suyunu içebiliyoruz, ama narın çekirdeği de faydalıymış ve en önemlisi meyveleri posalı bir şekilde tüketmek bağırsaklarımıza da faydalı olduğundan çekirdekleriyle yani taneleriyle tüketmek daha avantajlı.


Bendeki nar biraz iri kıyımdı, narı ikiye bölüp sonra boşuklu kısma narı kapatıp yemek kaşığı ile pat pat pat diye narı döve döve tüm tanelerini çıkarıyoruz, beyaz kısımlar kaba düşmüşse onları ayıklayıp kaseye aktarıp afiyetle yiyoruz.

Şahsen narı çukur tabaklara doldurup da kaşıkla yemeye bayılıyorum.

Pilsan oyun çiti ve oyun topları

Pilsan Oyun Çiti'nden bahsetmek istiyorum.

Biz bu çiti aldığımızda içine ayrıca mat almadık, ancak oyun topları benim küçükken de hoşuma giderdi ama sadece Fame City gibi çocuk eğlence mekanlarında olduğu için evimize alıp getiremediğimizden aklımda kalmıştı. Bu oyun çiti'ni alırken yanında 100 adet de yine Pilsan marka oyun topları'nı aldım, cm olarak bakarken de 6 cm 'likler gözüme küçük geldi, 10 cm ler de çok iri olduğunu düşündüm zaten cm'i arttıkça satılan top miktarı da azalıyor fiyat da artıyordu en çok tercih edilen 7 cm 'lik gibi gördüğüm için onlardan aldım 100 adet sanırım ihtiyacımı karşılayacaktı, aldım öyle de oldu.

Oyun çitinin içine matlarından almadım o yüzden yorum yapamayacağım ancak biz daha kalın olsun diye oyun alanına önce iki katlı bir battaniye üzerine de battaniye hav yapmasın  çocuğun burnuna genzine kaçmasın diye çarşaf serdik, iyi de oldu yumuşacık bir alanda oynadı, ancak kapısını kapatıp bu resimdeki gibi bu çiti tutamadım.

Çit parçaları çıkabiliyor ve dümdüz hale bile getirilebiliyor,

Bu çiti çocuğun tv'ye ve tv sehpasına ulaşamayacağı gibi uzattık, tüm halıya da battaniye ve çarşafı serdik zaten daha emeklemeyi bile başaramayan çocuğumuza süper yumuşak ve konforlu bir alan yarattık,


Bu çitin bize en büyük faydasını söyleyeyim buna 6. ayda emeklemeye başladıktan sonra 7. ay itibariyle tutunup ayakta sıralamasına yardımcı oldu, yürümesi 12. ayı buldu ancak sürekli bu çitte sıralıyordu, sonraları evin koridorunda da duvara tutunarak yürümeye başladı yani bu pilsan angel marka oyun çiti'nin en büyük faydası yürümesi için oldu.

O oyunlu kısmındaki dönen topları ve çarkları da sürekli çeviriyor çevirdikçe hoş sesler çıkarıyordu, telefonla alo alo demeyi öğrendi, eski tip gibi gelse de sonradan çocuk bu telefona benzer bir şeyi görünce kulağına götürüyor ve konuşur gibi yapıyor. 

Çocuklar için ilk arabam modelleri

Pilsan ilk arabam hakkında bilgi vermek istiyorum. Oğlum henüz 6 aylık olduğunda içine oturarak yürüyeceği bir örümcek yürüteç mi yoksa tutarak ilerleyebileceği bir yürüteç mi almalıyım diye çok araştırmıştım, sonuç olarak sadece ilk arabam modeli arabalardan aldım, yürümesine bir katkıları oldu mu, sanmıyorum çünkü tutunarak yürüyebileceği gibi değillerdi, belki dolu ilk arabam'ın arka tutamacına tutup yürüyecek gibi görünse de biz onu başaramadık, 

playskool ilk arabam da almayı düşündüm ancak bir arkadaşım onu da çocuğunun kullanamadığını ancak yürümeyi tam öğrendiğinde kullanabildiğinden bahsedince onu almayı da erteledim. Bir sitede Vtech yürüme yardımcısı gördüm ancak yeterli yorum bulamadığımdan almadım.

 

pilsan ilk arabam ve dolu ilk arabam markalı iki adet arabamızı aldık

 

Her iki arabadan da çok memnunuz, daha 6 aylıkken sadece dik oturabilmesi yetiyorken onu arabasına oturtup belimizin gücüne dayanıp evde koridorda bir o yana bir bu yana arabayla gezdiriyorduk, çocuğum çok keyif alıyordu tabiki ancak keşke ebeveyn kontrollü olan ilk arabam modellerinden alsaymışım diye çok düşündüm,

kendisi yürümeyi öğrendikten sonra ayaklarının güçlenmesi de gerekti bu arabaları sürebilmek için,

yaklaşık 15. aydan sonra evde de kendisi bu minik arabaları kullanabilmeye başladı ve daha keyifli hale geldi.

Açıkçası Dolu ilk arabam daha minik ebatlarda olduğundan dolayı daha da memnun kaldık.

Alınabilecek blog isimleri

Blog adresi almak başlı başına zor bir iş, yani benim için zor oldu, siz de buraya baktığınıza göre muhtemelen ya biraz uğraşıp işin sonucuna henüz varamadınız veya önce iyice araştırıp öyle blog kurmak istediniz, her iki ihtimalde de vaktinizin blog bir kısmı bu işe harcanmış. İsim koyarken aklınızda hali hazırda bir rumuzunuz varsa daha kolay tabi.. 

Esasen bence ve gördüğüm sitelere göre hangi konuda yazmak istiyorsanız o alan ile ilgili olmalı blog adresiniz. Mesela makyaj ve güzellik ürünleri ile ilgili yazacaksanız daha parıltılı ve güzellikle ilgili bir kelime olması daha iyi. Ben her konuda yazabileceğimi düşünerek geniş kapsamlı bir isim bulma yolunda ilerledim, ancak baktığım hemen her blog adresi alınmıştı, ne çok blog yazan varmış, sadece adresi alıp bir sayfa bir yazı yazıp bırakan da bir o kadar çok. 

Adres almaya çalışırken şu an alınabilecek durumda olan kullanılabilecek blog adreslerinden merak edip kontrol ettiğim bir kaç adresi paylaşmak istiyorum belki yardımcı olur hoşunuza gider.


tweettty.blogspot.com
Lunar-glide.blogspot.com
lifeburada.blogger.com
bburada.blogspot.com
ehepsi.blogspot.com
ekadar.blogspot.com
e-hepsi.blogspot.com
kiminin.blogspot.com
laptopbasina.blogspot.com
degerlendirmelerim.blogspot.com
tespitlerim.blogspot.com
saptamalar.blogspot.com
pirincunu.blogspot.com



Muhtemelen sitenin isminden çok içeriği daha önemli ama sonradan hiç beğenmediğiniz bir isim olmaması için ilk başta biraz mesai harcamak lazım, gerçi daha sonradan farklı bir site adı alıp o siteyi bu linke bağlayabilirsiniz.